Dönem:20
Birleşim: 96
Tarih:21-05-1997 Çarşamba
Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, yaş çay bedellerinin peşin ödenmesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ahmet Demircan’ın cevabı (6/339)
BAŞKAN – 2 nci sırada, Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, yaş çay bedellerinin peşin ödenmesine ilişkin, Devlet Bakanından sözlü soru önergesi vardır.
Soruyu cevaplandıracak Bakan var mı efendim? Yok.
Sayın Kabil, konuşacak mısınız?
AHMET KABİL (Rize) – Evet, efendim.
BAŞKAN – İçtüzüğe göre, üç birleşim içerisinde sorusu cevaplandırılmayan milletvekili Genel Kurulda konuşma hakkına sahip oluyor. Sayın Kabil, gündem dışı konuşma süresi kadar konuşacaksınız. Buyurun efendim.
AHMET KABİL (Rize) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biraz önce bu kürsüden, Başbakanlık yapmış bir parti lideri için “sokak kabadayısı” deyimini kullanan arkadaşıma sözlerini aynen iade ediyorum. (ANAP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar; RP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Kabil, rica ediyorum, gündeme bağlı konuşun.
RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) – Zabıtlardaki kelimeleri oku…
AHMET KABİL (Devamla) – Kendi lideri için aynı üslubu kullansam doğru olur mu? Kendi lideri için “sokak yalancısı” desem, doğru olur mu?..
CAFER GÜNEŞ (Kırşehir) – Seviyenizi göstermiş olursunuz.
BAŞKAN – Rica ediyorum arkadaşlar, susun… Gittikçe bu Meclisi çalışamaz duruma düşürüyoruz arkadaşlar…
AHMET KABİL (Devamla) – Bu davranışlarınızla -Genel Başkanım ne dedi bilmiyorum ama- demek ki, onun konuşmasındaki ifadeler doğrudur.
BAŞKAN – Sayın Kabil…
MUHAMMET POLAT (Aydın) – Bakın “doğrudur” diyor…
AHMET KABİL (Devamla) – Ne konuştu bilmiyorum.
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum… Oturur musunuz yerinize. Sayın Kabil, bizi zor duruma sokmayın, rica ediyorum sizden efendim; siz yaş çayla ilgili konuşun.
RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) – Utanmadan, destekliyor.
AHMET KABİL (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Doğu Karadeniz Bölgesinde, Rize çevresinin tek geçim kaynağı çaydır. Çaydan elde edilen gelir, bu bölgede istihdamı sağlarken, son yıllarda verilen düşük fiyat nedeniyle reel alım gücü bir hayli düşmüştür. Rize’de hiçbir asayiş sorunu olmamasına rağmen, Türkiye’de en çok göç veren iller arasındadır. Buna neden… (RP sıralarından gürültüler)
Şevki Bey, çıkarsın buraya, konuşursun; ikide bir sataşma. …çay taban fiyatının enflasyona göre düşük olması, tarım girdilerinin enflasyondan fazla artmış olması, bunun sebeplerinden biridir.
İkinci sebep; yüksek enflasyon karşısında, yaş çay bedellerinin peşin ödenmemesidir. 1991 yılından sonra -1996 kampanyası hariç- verilen taban fiyatları devamlı enflasyon altında kalmış, dolayısıyla, yaş çay üreticilerinin alım gücü azalmıştır.
Dün, 1997 yaş çay kampanya fiyatı açıklanmıştır. Bu fiyat, son yıllardaki -1996 yılı hariç- en iyi fiyattır. 1991’den sonra, Rize, düzenli bir husumete muhatapken, yatırımlar durdurulmuşken, bu Hükümet, Rize’ye verilen paraları geri almayı beytülmala uzanan el gibi değerlendirmişken, Sayın Bakanın bu cesaretini kutluyorum.
Ben, çaydan sorumlu Sayın Bakanı kutlarken, bir hususu da rica ediyorum; o da, yaş çay bedellerinin peşin ödenmesidir. Kendileri de paranın peşin verileceğini söylemişlerdir. Bugün verilen fiyat, vatandaşın haklı talebini karşılamamış olsa bile, 51 520 lira ortalama fiyatın verilmesi, zannediyorum Bakanın şahsî gayretidir.
Sayın Bakan, bir mukayese vaadinde bulunmamış olsa bile, bazı bölge milletvekilleri 1996 fiyatından daha iyi fiyat vereceklerini söylemişlerdi.
Şimdi, ben, 1996 ile 1997 fiyatlarını mukayese etmek istiyorum. Hatırlarsınız -burada tabloları da var- 1995 enflasyonu yüzde 64,9 ve 1995’te ortalama yaş çay fiyatı 12 166 lira idi. 1996’da verilen fiyat 25 bin lira, yani yüzde 106’lık bir artış var. Toptan eşya fiyatlarına göre enflasyonu yüzde 65 kabul edersek, enflasyon üzerinde yüzde 41 fark verilmiştir. Peki, 1997’de verilen fiyat nedir, bu şartlarda iyi dediğimiz fiyat nedir?
Çay tarımı, yılda üç mahsul olarak değerlendirilir. Yüzde 50’si birinci sürgün, bugün 50 bin lira verildi; yüzde 35’i ikinci sürgün, 52 500 lira ve yüzde 15’i üçüncü sürgün, 55 bin lira olarak fiyat tespit edildi; yani, üreticinin yılda verdiği her 100 kilogram çaydan 50 kilosu 50 bin liradan 2 500 000 lira, 35 kilosu 52 500 liradan 1 837 500 lira ve 15 kilosu da 55 bin liradan 825 000 lira…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen, son cümlenizi söyler misiniz Sayın Kabil.
AHMET KABİL (Devamla) – …yani 5 162 500 lira eder ki, 51 bin lira olarak değerlendirilirse, buradaki artış yüzde 103’tür. Halbuki, 1996 enflasyonu yüzde 85’tir; burada, enflasyon üzerinde verilen fark sadece yüzde 18’dir; yüzde 41’e karşılık yüzde 18’lik bir fiyat verilmiştir; ama, zannediyorum bundan sonra, Sayın Bakanın iyi niyetiyle, verilen fiyat peşin ödenmek suretiyle vatandaşın mağduriyetine daha çok sebep olunmaz.
Bir de, İktidarın her iki partisi Rize’de istihdamı sağlayacaklarını, diğer paketleme fabrikalarını Rize’ye getireceklerini söylemiş olmalarına rağmen, şimdi duydum ki, yine bu partilerden büyük ortak, Rize’deki paketleme fabrikalarını başka yere taşımak istiyor. Bu da her vaadi gibi kendi vaat ettiklerine ters düşmektedir; ama, ben, burada yine şahıs olarak Sayın Bakanın iyi niyetine güveniyorum…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, lütfen, son cümlenizi söyler misiniz. Bakın, 2 dakika verdim… Rica ediyorum…
AHMET KABİL (Devamla) – Hepinize sevgi ve saygılar sunarak sözlerime son veriyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
