Kanalet Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, Yılmaz TATOĞLU ile 1961 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinde tanıştık. O tarihten 08.08.2010 ölümüne kadar ayrı illerde olmamıza rağmen çok yakın iki dost olarak yaşadık.
Öğrencilik yıllarında sosyal, çalışkan, kendine güvenen herkesle kısa sürede diyalog kurabilen, insanları seven ve herkes tarafından sevilen bir öğrenci idi.
Meslek hayatı boyunca bu özelliklerini daha da geliştirmiş, çok geniş bir çevre edinmiştir. Sıra arkadaşı Hızır Hoptu. Bu sıra arkadaşlığı ve samimiyeti hayatı boyunca devam etti. Bayramlarda kandillerde diğer önemli günlerde herkesten önce bütün arkadaşları en önce tebrik eden Yılmaz olurdu.
Arkadaşları arasında Yılmaz’ın herkese karşı samimi içten davranışları fark edilen özelliklerindendi. Yılmaz halk tabiri ile sözünün eri güvenilir, adam gibi adamdı.
Ölümünden 15 gün önce 24 Temmuz 2010’ da oğlum Vedat’ın düğünü nedeniyle birçok sınıf arkadaşıma olduğu gibi Yılmaz’a da davetiye gönderdim. Birçok sınıf arkadaşım telefonla, telgrafla tebrik ettiler çiçek gönderdiler kendilerine teşekkür ediyorum. Ancak Yılmaz ve Adıgüzel Eğitim Kurumları Yönetim Kurumları Başkanı Mevlüt Adıgüzel yoğun işlerine rağmen kadirşinaslık, fedakârlık göstererek bizzat düğünümüze katıldılar. İste Yılmaz ve Mevlüt’ün farkı burada.
Rize’de kaldıkları üç gün boyunca; Yılmaz, Mevlüt, Hızır Hop, Hasan Kabil ve ben eski sınıf arkadaşı olarak adeta 50 yıl öncesine dönmüşçesine gezdik, eğlendik, şakalaştık, fotoğraflar çektirdik. Belki bu fotoğraflar en son beraber çektirdiğimiz fotoğraflardı. Keşke üç gün değil de on üç gün kalabilseydi de Celal Hop un rehberliğinde bütün Doğu Karadenizi gezebilseydik.
Yılmaz ve Mevlüt her ikisi de müteşebbis ve çalışkanlığı sayesinde hayatta büyük işler yapmışlardır. Bu ikili ilgi duyduğu konularda araştıran, sorgulayan arkadaşlarımızdır. Rize de de çayla ilgili tarladan başlamak suretiyle fabrikalara kadar çeşitli incelemeler yaptılar.
İnanıyorum ki Antalya da ve İstanbul da çay yetişseydi en modern fabrikaları bu illere yaparlardı. Yılmazın bir ara Antalya da narenciye fabrikası da vardı. Kısacası birçok işsize iş ve aş vermiştir. Bir hadisi şerifte ‘’Allah katında en makbul insan insanlara en faydalı olandır’’ diyor.
Yılmaz hayır ve hasenat yapmayı seven, eğitime katkı için çeşitli illerde okullar ve tesisler yapıp eğitime bağışlayan cömert bir insandı.
Ayrıca; barajlar, limanlar, sulama kanalları, yollar yaparak faydalı olmuştur. İşallah bu kadar kalıcı eser bırakan Yılmazın amel defteri kıyamete kadar açık kalır. Bu cesur müteşebbis çalışkan arkadaşımıza Allahtan rahmet, kederli ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum.