Dönem:21
Birleşim:23
Tarih:30-11-2000 Perşembe


Rize Milletvekili Ahmet Kabil’in, yurda kaçak çay sokanlarca Türk çayına karşı başlatılmak istenen karalama kampanyasına ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen’in cevabı

AHMET KABİL(Rize) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çeşitli yollarla yurda kaçak çay sokanlarca, Türk çayına karşı başlatılmak istenen karalama kampanyası hakkında Yüce Meclise ve dinleyenlere bilgi sunmak için söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, 16 Şubat 2000 tarihinde yine bu kürsüden, Türkiye’ye kaçak yollarla ve zatî eşya kapsamı çerçevesinde ziraî ilaç artığı ihtiva eden sağlığa zararlı çay girdiğini ve bunun mutlaka önlenmesi gerektiğini ifade etmiştim. İlgili sayın bakanlar, sürekli takip etmek suretiyle, büyük oranda bu yolla giren çayları engellemişlerdir. Kendilerine teşekkür ediyorum.

Dolayısıyla, sağlığa zararlı katkı maddesi ihtiva eden bu çayları yurt dışından 20 sente alıp, 1,5-2 dolara satanların ve kaçakçıların işi bozulmuştur. Bu kaçakçıların yapacakları tek şey, Türk çayının satışını engelleyip, sağlığa zararlı kaçak çayı cazip hale getirmektir.

16 Kasım 2000 tarihinde, bazı basın organlarında tamamen uydurma, maksatlı, Türk çayındaki bakır oranının yüksek olduğunu iddia eden, bilimsellikten uzak, bir doçentin beyanlarına rastladık. Bu uydurma tespit, Türk çayını üreten 210 000 üretici ailenin, yaklaşık 1,5 milyon insanın, emeğini ve ekmeğini kaçakçılara peşkeş çeken bir zihniyetin ürünüdür.

Atalarımızın dediği gibi, biri kuyuya taş attı, kırk kişi bu taşı çıkarmaya çalışıyor. Türk çayıyla ilgili Türkiye’de en kapsamlı araştırma, modern laboratuvarlarda Profesör Doktor Sayın Burhan Kaçar ve ekibi tarafından yapılmıştır. Bu hocamız da, sayın doçentin beyanlarının aksine, değişik 28 ülkede yapılan araştırmalara uygun olarak, ziraî ilaç artığı ve katkı maddesi ihtiva etmeyen en faydalı çayın Türk çayı olduğunu tespit etmiştir.

Sayın milletvekilleri, yıllardır Çay-Kurumunun, Çay Araştırma Enstitüsünde, Türkiye’de çok az bulunan, gelişmiş teknoloji ve atomik absorpsiyon cihazı bulunan laboratuvarlarda, gıda mühendislerince ve tecrübeli kimyagerler vasıtasıyla, çay analizleri muntazaman yapılmaktadır.

Yurtdışına ihraç edilen çaylar, tahlil raporlarıyla birlikte ihraç edilir. Bugüne kadar Çay-Kurumunun çay ihraç ettiği, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya, Hollanda, Japonya başta olmak üzere 28 gelişmiş ülke, ülkelerine giren çayları, her seferinde, kendi modern laboratuvarlarında tahlil etmelerine rağmen böyle bir bulguya rastlamamışlardır.

Yine, değişik üniversitelerde, çayla ilgili tez hazırlayan onlarca kişi, böyle bir bulguya rastlamadıkları halde, bir ilçede meslek yüksekokulundaki bir doçentin, ne kadar yeterli olduğunu bilmediğimiz, kendi laboratuvarlarında yaptığını iddia ettiği böyle, maksatlı bir tahlile kim inanır?!.

Bu, acemice ve cahilce bir iddiadır. Bu şahsa, kendi çalıştığı üniversitelerden bile tepkiler devam etmektedir. Burada, aynı üniversiteden Sayın Bekâroğlu, mahalli televizyonlarda, bu şahsın tespitlerine katılmadığını ifade etmiştir.

Dünyada, Türkiye dışında çay yetiştiren birçok ülkede, sıcak iklim dolayısıyla çaylarda bulunan böceklerle mücadele için ziraî ilaç kullanılmaktadır. İmalat safhasında bu böcek ve ilaç artıklarının arındırılması mümkün değildir. Zaman zaman gelişmiş ülkelerin laboratuvarlarında yapılan araştırmalarda, dünyada sağlığa zararlı ziraî ilaç artığı, renk ve koku için ilave katkı maddesi bulunmayan çayların Türk çayı ve Gürcistan çayı olduğu tespit edilmiştir.

Bu hususta, Amerika Birleşik Devletlerinde, üç ayda bir, bilim adamlarınca, beslenme uzmanlarına yönelik yayımlanan Becel Sağlık Bülteninde yaptıkları araştırmaların neticeleri ve katkı maddesi ihtiva etmeyen çayların kalbe faydalarını defalarca yazmışlardır. Bu tespitler de her yıl Türk basınında yer almaktadır. 11 Mayıs 1999 ve 22 Kasım 2000 tarihli Hürriyet Gazetesi ile 1 Haziran 1999 tarihli Sabah Gazetesinin kupürleri elimdedir. Bu kupürlerde “Kalbin koruyucusu:Çay. Eğer çok fazla çay içiyorsanız, kalp krizi riskiniz azalıyor demektir. Amerika’da yapılan bir araştırma, çayın içindeki antioksidan maddelerin kalp krizi riskini azalttığını ortaya koyuyor. Çay içenlerin kalp krizi geçirme risklerinin yüzde 46 oranında azaldığı görülmüş.” Kim diyor bunu; Amerika bilim adamları heyeti diyor, doçent değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – 1 dakika içinde toparlayınız efendim.

AHMET KABİL (Devamla) Yine, 1 Haziran 1999 tarihli Sabah Gazetesinde aynı şeyler tekrar ediliyor, bilim adamlarının tespitleri tekrar ediliyor ve “Çayını iç, kalbine iyi bak!” deniliyor, bunu gazete diyor.

AHMET İYİMAYA (Amasya) – Rize çayı değil, Artvin çayı…

AHMET KABİL (Devamla) – Yine, geçen hafta, Hürriyet Gazetesinde, kalp krizi geçirenlerle ilgili yapılan bir araştırmada, bilim adamlarınca tavsiye edilen; “yine en iyisi çay içmek.” Tabiî, bu kadar beyandan sonra, bir doçentin maksatlı bir ifadesine kimsenin inanmayacağını ümit ediyorum.

Sözlerime son verirken, ben de, dinleyen herkese, bilim adamlarının ifadelerini tekrar ediyor ve “Türk çayı iç, kalbini artık düşünme” diyor; Yüce Meclisi ve Başkanı saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Kabil.