Sayın Başkan, Karadeniz ekonomik işbirliği parlamenterler Asamblesi nin değerli üyeleri, Sayın misafirler, Basının değerli mensupları, Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
26 Şubat 1993 tarihinde kurulmuş olan Karadeniz ekonomik işbirliği parlamenter asamblesi ülkelerimiz arasında mevcut olan iyi komşuluk, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin gelişmesi, işbirliğin arttırılması, çağdaş demokrasinin gereği ve doğal sonucudur.

Bugüne kadar bölge ülkeleri kendi kültürünü egemen kılma çabasında olduğundan, ortak kültürümüzün gelişmesi yönünde bir çaba geliştirilmemiştir. Bundan sonra artık bölgemizde Karadeniz ekonomik işbirliği sayesinde ortak eğitim ve kültür çalışmalarımızın gelişeceği ve yeni boyutlar kazanacağı inancındayım.

KEİPA nın kuruluşundan bugüne kadar eğitim, kültür sahasında yapılan verimli çalışmaların daha başarılı bir şekilde devam etmesi için ülkelerimizin temsilcileri olarak bizlere büyük görevler düştüğü kanaatimi belirtmek isterim.

Karadeniz bölgesinde yaşayan halklar arasında karşılıklı anlayış, saygı ve hoşgörünün geliştirilmesi süreci artık başlamıştır. Karadeniz ekonomik işbirliği sürecinde çok yanlı kültür anlaşmaları için sa ğlam bir yasal temel oluşturulmuştur. Artık bundan sonra da bu neticeyi sağlam bir çerçeveye oturtmak gerekir. Bu çerçeve içerisinde planlandığı şekilde ülkelerimizdeki bilim adamlarımızın araştırmalarını teşvik etmek, hazırlanan raporları parlamentolar düzeyinde değerlendirip hayata geçirmek gerekir.

Bu çalışmalar neticesinde hazırlanacak projeler elbirliği ile üye ülkelerce desteklenmelidir.

Karadeniz kültürel işbirliği sürecinde ulusal kültür bakanlıklarımızın ve diğer resmi kuruluşların yanı sıra her çeşit gönüllü kuruluşların oluşturulmasını teşvik etmek, sanatçı ve yazar birliklerinin, vakıfların kültür çalışmalarını yaygınlaştırmak için kamuoylarımızı oluşturma çalışmalarına hız vermeliyiz.

Karadeniz bölgesinde yaşayan halklar arasında kültürel temasları yaygınlaştırmak ve çeşitlendirmek amacı ile halkın azami şekilde katkıları sağlanmalıdır.

Bölgenin tarihi ve kültürel mirasına ve ortak değerlerine dayanan Karadeniz kültürel iş birliğinin halk tarafından tanınması ve takdir edilmesi için kitle iletişim araçlarından yararlanılarak bilim adamlarımızın ve sanatçılarımızın çalışmaları ve raporları halka daha yaygın olarak iletilmelidir.

Karadeniz tarihine ait belgelerin birleştirilmesi ve gizli kalmış ortak değerlerimizin ortaya çıkması bakımından bölgeye büyük hizmetleri geçeceğine inandığımız Bükreş te kurulması kararlaştırılan tarih enstitüsünü çok isabetli bir karar olarak görüyorum.

Müşterek kültürlerimizin daha hızlı bir şekilde gelişmesi için ülkemizde bu enstitü ile devamlı irtibatla çalışma yapılabilecek birer araştırma kurumunun olması gerektiği kanaatindeyiz.

Bu kurumlar her yıl koordineli olarak Karadeniz tarihinin çeşitli yönlerine ve dönemlerine ait araştırmalar birleştirilip halklarımıza intikal ettirmelidir. Karadeniz ekonomik işbirliği kuruluncaya kadar ülkelerimiz arasında arzu edilen kültür ve eğitim işbirliği gelişmediğinden ve iş birliğinin gerekliliği halklarımız arasında arzu edilmekte olduğundan, kuruluş çalışmalarının doğru zamanlaması nedeniyle kültürel projelerimiz çok kısa zamanda gerçekleşmiş ve boyut kazanmıştır.

Kültür bakanlarımız 6 Mart 1993 tarihinde İstanbul da çok olumlu bir toplantı yapmış ve 10 ülkenin kültür bakanlarının katılımıyla kültür, eğitim, bilim ve enformasyon alanlarında işbirliğine ilişkin Karadeniz sözleşmesi imzalamıştır. Türkiye olarak bu sözleşmenin yürürlüğe girmesi için gösterdiğimiz çabalar 5.4.1994 tarihinde sözleşmenin onaylanmasına dair kanunun kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır.

Aynı sonucun bir an önce diğer ülkelerde de gerçekleşmesini diliyoruz. Karadeniz sözleşmesinin bütün üye ülkelerde hayata geçirilmesinin Karadeniz bölgesinde yaşayan halkların birbirini daha iyi anlaması için bir vesile olacağı şüphesizdir. Bölgedeki binlerce yıllık kültür mirası, ülkeler arasında daha iyi anlaşılabileceği gibi genç nesillere de tanıtma imkânı doğacaktır.

Karadeniz ekonomik işbirliği olarak başlayan bölgesel işbirliğimizin daha da gelişebilmesi, bölgede barış sükûnet ve istikrarın sürdürülmesi için işbirliğimizde kültürel boyutun önemini gündeme getirmiştir.

Bizler Karadeniz sözleşmesiyle öngörülen kültür ve eğitim anlayışını da demokrasi anlayışını da dile getirmiş oluyoruz.

Demokrasinin dünyanın her noktasında kayıtsız şartsız bir biçimde egemen olmasını istiyoruz. Çünkü demokrasinin bulunmadığı her ortam insanın gerileyeceği ve ezileceği bir ortama dönüşecektir. Her ulusun kendi içinde eğitim kurumları ve kültür anlayışıyla temellendirileceği demokrasi uluslar arası ve ülkelerarası ortak anlayışa da katkıda bulunacaktır. Böylece ülkelerimiz birbirini anlamakta, tanımakta ve kabul etmekte zorlanmayacaklardır.

Üye ülkelerin parlamento işlevleri farklı olsalar da geçmişte farklı siyasi ve ekonomik sistemler içerisinde yaşamış olsalar da, hedeflerimiz ve amaçlarımız aynı olmalıdır. Artık ortak kültür, dil gereği gündeme gelmelidir. Bu amaç için ülkelerimizde bulunan kültürel ve bilimsel kurumların, kuruluşların, vakıfların, araştırma merkezlerinin, devlet kurumlarının katılımlarını sağlamalıyız. Konferans ve seminer gibi faaliyetler düzenleyerek görüş alışverişini sürekli hale getirmeliyiz.

Araştırmacılar, yazarlar, sanatçılar, heykeltıraşlar, öğretmenler ve öğrenciler arasında değiş-tokuş başlatılması, şiir günleri, film festivalleri, halk sanat festivalleri, şenlik ve sergilerin düzenlenmesi, müşterek film yapılması, tarafların dillerinde dil eğitiminin yaygınlaştırılması gibi birçok önerinin getirilmesi ve bunların uygulama alanı bulma çalışmaları memnuniyet verici çalışmalıdır.

Bütün parlamenter arkadaşlarımın bu önerilerin bir an önce hayata geçirilmesi hususunda gerekli gayreti göstereceklerini ümit ediyorum.

Kültür, eğitim ve sosyal işler komisyonumuzun başarılı çalışmalarının ülkelerimizin ve bölgemizin huzuru, başarı ve refahı için hayırlı olmasını diliyor, yüze heyetinizi saygıyla selamlıyorum.